15 Şubat 2016 Pazartesi

Size Ne Oluyor ki, Allah Yolunda Harcamıyorsunuz?

Müslümanların birbirine verdikleri öğütlerin en başında, namaz ve oruç gibi fiziki iş gerektiren ibadetleri titizlikle yerine getirmek, giyimde ölçülü olmak vs gibi şeyler geliyor. Bunlar elbette önemli. Dikkat ettiğim bir şey var ki, Allah Kuran’da insanları maddi olarak fedakarlıkta bulunmaya da çağırıyor, niyeyse bu konu pek tartışılmıyor, çoğu kişi kendini bu konuda tartmaya pek az yanaşıyor.


Maddi fedakarlık deyince, akla ilk gelen yoksullara, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek. Aslında Kuran’a baktığımızda maddi fedakarlık, oldukça geniş anlamlara yayılmış. Dul bir hanımın geçiminden tüm müminlerin sorumlu tutulması, hanımını boşamış bir erkeğin boşadığı hanımın maddi sorumluluğunu taşıması (Allah rızasını kaybetme korkusu ile gerektiğinde nafaka vermek durumunda kalacaktır), Allah yolunda savaşırken maddi imkanları müminler için feda etmek; yoksulları, ihtiyaç sahiplerini, yetimleri, yolda kalmışları gözeterek onlara maddi yardımda bulunmak, insanları yararlandıracak her hangi bir faaliyete maddi yardımda bulunmak, insanları imkanlardan faydalandırmak, örneğin, eğitim ve sağlık gibi imkanları ulaştırmak, köle azat etmek için para harcamak gibi şeylere, Kuran dikkat çekmektedir. Bugün adı köle olmasa da, birileri tarafından modern köle diye tabir edebileceğimiz bir sürü insan var. Onları daha kaliteli bir hayata yönlendirmek için maddi yararlandırma yapılabilir, örneğin, çocuk bir işçiye –bu ifade bile yeterince rahatsız edici- gelecekte daha sağlıklı bir hayata kavuşması için maddi yardımlarda bulunulabilir, kimsesiz çocuklara ve ya fakir ailelerin çocuklarına destek çıkılabilir. Hatta bu konuda vakıf bile açılabilir.
Kuran’a bakarsak, Allah yolunda maddi fedakarlık bunlarla da sınırlı değil. Allah maddi fedakarlıkların hepsini: Allah yolunda harcamak olarak ifade ediyor. Müminleri tanıtırken de, canları ile malları ile Allah yolunda mücadele ederler diyor.
Bizim, Kuran mesajının yayılması için yapacağımız her maddi harcama, Allah yolunda harcamadır. Kuran’ın basımı için harcama yapmak ya da satın alıp insanlara dağıtmak, Allah yoluna çağıran kaliteli kitapları insanlara hediye etmek, Allah için tebliğ yapma amacıyla internet sitesi açarak parasal bir harcama yapmak, gerçek İslam’ı yaymak amacıyla maddi harcamalar yapan bir topluluğa parasal yardımda bulunmak,  bunların hepsi Allah yolunda yapılan harcamalardır. Hatta, Allah yolunda iyi işler yapmak amacıyla bir araç satın almak bile, örneğin, teknolojik bir alet, Allah yolunda yapılan maddi bir harcama olarak düşünülebilir.
İnsanlara dini ulaştırmak ya da öğretmek amacıyla harcama yapmak, Kuran’da bahsedilen gerçek cihadın en güzel örneklerindendir. Bu harcama gerek canımızla didinerek, gerek mallarımızdan harcayarak yapılmaktadır. İnsanlara Allah’ın ayetlerini ulaştırmak için can ile didinmek, ele silah almak ile değil, sağlıklı bir iletişim ile mümkün olmaktadır. Firavun gibi kafirin en beterine bile, Allah Peygamber gönderirken, nazik sözler söylemesini bildirmiştir.
Kafa kesmekle cihat ettim sananlar, delil ile yani bilgi ile mücadele etmiş Peygamber’in izini takip etmeyi bırakıp, Allah’ın aklını kullanmayanlara pislik yağdırmak için vesile kıldığı uydurma din batağında, cehenneme doğru sürüklenmeye devam edebilirler. Peygamber, dilinde ayetlerle, kafirlerle mücadele ederken, bu insan bile denemeyecek varlıklar, ellerinde kafirlerden satın aldıkları silahlarla, insanları kurşuna dizerek cihat ettim sanıyorlar.
Allah yolunda kıldığımız namazlar da, vakitten yapılan bir harcamadır, fiziki bir harcamadır da aynı zamanda.
Can ile mücadele etmek, ele silah alıp savaşı başlatmak değildir; başlatılan bir savaşa karşı müminleri savunmak, Allah yolunda fiziki olarak fedakarlık göstermektir. Oruç tutmak gibi, gece ilim yolunda yorulana dek Kuran üzerinde çalışmak gibi, insanlara tebliğ yapmak için fiziken yorulmak gibi, zorba bir topluluk zulüm için müminlerin üzerine yürüdüğünde, savunma amacı ile savaşmak gibi…(Not: Kuran, savunma savaşına izin verir, durup dururken saldırmaya değil. Tersini zanneden varsa Kuran’ın savaş hakkındaki ayetlerini okusun.) Her neyse, savaş konusu hakkında yazdıklarım çok başka bir konunun eleştirisi. Ben kaldığım yerden devam edeyim en iyisi…
Benim değinmek istediğim, peki biz müminler olarak, Allah yolunda harcama adına neler yapıyoruz? Canımızdan harcıyor muyuz? Allah yolunda vaktimizi harcamak, uykumuzdan fedakarlık etmek, bedenimizi yormak, aklımızı yorulana dek kuvvetlice çalıştırmak bunlar çok önemli harcamalar. Bunlar hakkında kendimizi tartmamız gerekiyor.
Allah yolunda mallardan harcamak adına neler yapıyoruz?
İslam’a yöneldik, Kuran’ı araştırın diyen ayetlere uyarak, Kuran’ı araştırmaya, düşünmeye yöneldik. Namazlarımızı anlayarak kılmaya gayret ettik. Yerin göğün ayetlerini düşünün (Ali İmran Suresi 191), emrine uyarak aklımızı işletmeye, diri tutmaya gayret ettik. Bunların hepsi çok güzel. Yapmamız gereken en temel, en önemli işlerden. Peki, mallardan da harcıyor muyuz? Mallardan harcamak konusunda da kendimizi tarttık mı? Geriye dönüp, Allah yolunda canımla harcadıklarım kadar paramla da harcamış mıyım diye baktığımızda hiçbir şey görmüyorsak bence bugünden itibaren bu konuda da adım atmaya açık olmamız gerekir. Şahsen, ben kendime bakıyorum ve eksik görüyorum.
Özellikle imkanı geniş olan arkadaşların daha da dikkat etmesi gerekiyor. İmkanı yeterince geniş olamayan ve daha çok şey yapmak isteyen arkadaşlar, bu isteklerini diri tutsunlar, Muhammed Peygamberimizin yanına gelerek, onlara savaşta destek olmak için maddi imkanlar arayıp, hiçbir şey bulamadıklarından üzülen geçmişteki müminleri düşünsünler. (Bkz: Tevbe Suresi, 92)
Altın ve gümüşü depolayıp, Allah yolunda harcamayanlara acı bir azap müjdele. (Tevbe Suresi, 34)
Kimileri Allah için harcamalar yapmayı, geri dönüşsüz bir kazanç olarak görse de, bizim aklımızla kalbimizle inandığımız din gereği, biz yaptığımız her harcamanın kendi hayrımız için olduğunu biliyoruz, elbette bu harcamalar başkalarının hayır görmesine de vesile oluyor. Bunu da çıkar olarak görenlere yazık doğrusu. Ne güzel işte, inancımız insanlar arasında iyiliği, hayrı, yardımlaşmayı yayıyor. Allah takva ile bizi bilinçlendirirken, bir yandan da sıkıntı-zorluk veren ve tam olmamış diyebileceğimiz iğreti hayattan bizi çekerek, sonsuz güzellikteki hayata ulaştırmayı vadediyor. Bu yolda gayret göstermek isteyen çalışsın. İnanmayanlarsa, hayatlarında Allah gibi bir otoritenin belirlediği ahlak yasaları olmadığı için, kendi kafalarınca belirledikleri, dolayısıyla herkese göre göreceli olabilecek doğru ve yanlışların peşinde sürüklenip dursun. Mesele bu kadar basit aslında, ama itiraz edip duruyorlar, itiraz ettikleri de Allah’ın yasaları, Allah’ın yasalarına karşı kendi belirsiz ahlak yasaları ile karşı çıkıyorlar, tam bir akıl mühürlenmesi. Senin varlık anlayışın, ensest iyi midir kötü müdür, bunun cevabına karşı her zaman belirsiz olsun, belirli yasalar bildirmiş yüce bir İlah’a karşı, kendi belirsiz yasalarınla savaş aç. Belirsiz bir yasa zincirine, kıytırık denmez de ne denir?
Allah yolunda harcama yapmayı en güzel şekilde ifade etmiş olan ayet şu şekilde:
Allah yolunda harcayın, kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, Allah iyilik edenleri sever. (Bakara Suresi, 195)
Allah yolunda harcamamak, aslında bizim için zarara uğramak demektir.
Dünya hayatına yatırım yapmanın, geçici olduğunu biliyoruz. Allah korusun ateist olsak ya da mümin de olsak, dünya hayatı için yapılan her yatırımın batacağını, tükeneceğini biliyoruz aslında. Kaşımıza, gözümüze yaptığımız yatırım, bir süreliğine bizi idare edeceği gibi, mallarımızla tamamen sıkıntısız bir hayat yaşasak bile mezara kadar bize eşlik edecek zenginliğimiz.
Allah yolunda yapılmamış her harcama, bizim için tamamen zarar teşkil etmekte. Elbette zaruri ihtiyaçlar var, elbette Allah’ın indirdiği süslerden yararlanmak, helal olan dünyevi zevkleri tatmak, bunların hiçbiri günah değil, Allah’ı unutmamak kaydıyla tabi…
Allah’ın hatırlanmadığı her hayat, boş hayattır. Günah olmayan şeyleri yapmayarak, ama bir yandan da Allah’ı umursamayarak yaşanılan hayat, boşa geçmiş hayattır. Allah rızası için, ahiret için çalışılmamış bir hayattır. Sadece dünya için çalışılmış bir hayattır. Allah da yalnızca dünya için isteyenlerin, Kuran’da neticesinin kötü olacağını bildiriyor, ahiretten nasip bulamayacaklarını bildiriyor. (Bkz: Bakara Suresi, 200-202. ayetler)
Cimrilik etmemize, ya da Allah yolunda harcama yapmayı ertelemeye, bize yarar getirecek hiçbir sebep yok. Mazeret de olamaz zaten. Bize verilen her şey, Allah tarafından lütfedildi. Gördüğümüz bütün zenginliklerin asıl sahibi O. Nimetleri yaratan da, yayan da O. Bizi geçindiren, üzerimize nimeti yayan da O. Bunları Kuran’da pek çok yerde anlatıyor.
Size ne oluyor ki, Allah yolunda harcamıyorsunuz? Oysa yerin ve göklerin zenginlikleri Allah’ındır. (Hadid Suresi, 10)
Bu ayetin muhatabı olabilir miyiz? Allah yolunda eğer hiçbir harcama da bulunmuyorsak, kendimize ‘’ne oluyor ki bana harcama yapmıyorum Allah yolunda?’’ diye soralım bence.
Allah bizi nimetlerden hesaba çekeceğini söylüyor. Verdiği nimetler için şükretmiş miyiz, yoksa nankörlük edip, yüzümüzü Allah’a şükretmekten çevirip boş işler peşinde mi koşmuşuz, verdiği nimetlerden başkalarını da yararlandırmış mıyız, zekat vermiş miyiz, bunların hepsi muhtemel hesap sorma başlıkları olsa gerek…
Sonra O gün, nimetlerden sorulacaksınız. (Tekasur Suresi, 8)
Allah, O’nun yolunda yapılan harcamaları, iki önemli şeyden harcamak olarak bize bildirmiş. Bunlar candan ve maldan yapılan harcamalar. İnşallah, Allah yolunda harcama yapma konusunda ömrümüz boyunca titiz ve dikkatli oluruz.

Allah Var blogu ile ortak sitemizden de beni takip edebilirsiniz.