Şükredecek
o denli sebebimiz var ki...Biri tarafından özel olarak yaratılan
canlılar olduğumuzu anlamamız için de bir sürü delil var.
Vücudumuzun herhangi bir yapısı, ihtiyaç duyduğu gereklilikten mahrum
bırakılmamış, şuur yoksunu zerrelerin ancak şuurlu bir yönlendirmeyle
yapabilecekleri olaylar sonucu eksiklikler tamamlanmış.
Beynimiz hassas dokuları ve incecik hassas sinirleri barındırırken ona özel
olarak kafatası denilen yapı oluşmuş ve oraya özgü şekil almış. Derimiz bu
yapıya dek gerilmiş, üzerini kaplamış.
Bir arkadaşım sohbetimizde diz kapağımıza dikkat çekmişti.
Yürümemizi ve tam da hareketlerimizi oluşturabilmemizi sağlayan, sabah
olduğunda yatağımızda doğrulmamızı sağlayan, kimilerine göre tesadüf,
kimilerine göre bilinçle oluşturulmuş diz kapağımız...
Eklemlerimiz olmasaydı fiziksel olarak bu et, yağ, deri kütlelerini kontrol
altına almamız imkansızlaşacaktı. Felçli insanlardan farkımız olmayacaktı.
İnsanoğlu denen bir canlılıktan da söz edemeyecektik böylece.
Çevremizdeki çarpıklıklar
aslında bize Allah’ın kudretini, ikramını hatırlatan sebepler olmalı. Felçli
insanlar, gözleri görmeyen kardeşlerimiz bize Allah’ın istediği her şeyi çekip
alabileceği ve istediği her şeyi sunabileceğini hatırlatmalı. Bu zorlu durumlar
sağlığı yerinde olanlar için şükretme ve Allah’ın yardımına, kudretine,
ikramına ihtiyaç duyan O’na muhtaç canlılar olduğumuzu fark etme sebebi olmalı. Geç olmadan Allah’ın imtihan olarak yarattığını söylediği, dolayısıyla imtihan
dünyası oluşuna yakışır bir şekilde güzelliklerin, sıkıntıların olduğu bu
hayattan Allah'ın buyurduğu gibi ibretleri alıp, üzerinde düşünelim ve şükredelim.
Ne de az şükrediyorsunuz. (Araf Suresi, 10)
Küçükken baş parmağını kaybeden bir insana ayak baş parmağının nakledilmesini
anlatan bir belgesel izlemiştim. Adam eskiden avcılıkla uğraşıyormuş, elinde
baş parmağı olmadığı için tüfek kullanamadığından bahsediyordu. Şöyle bir
düşündüğümüzde eğer yalnızca baş parmağımız olmasa, tüm araç gereçleri kullanmakta
zorluk çekecektik. Bu hayatımız için çok fazla zorluk demek olacaktı.
Parmaklarımız bize hayatımızda diğer canlılardan farklı imkanlar oluşturmamıza
yardımcı. Baktığımızda ellerimizde tüm parmaklarımız özel bir dizaynla
konumlanmış. İki elimiz simetrik. Yalnızca dört parmağımız olsaydı
ellerimizin işlevi baya azalacaktı. Örneğin kalemle yazmamızı, bardağı
tutmamızı düşünelim. Eğer baş parmağımız olmasaydı, gerileyen bir yaşam söz
konusu olacaktı, şüphesiz. Beş parmağımızın beşi de, elin işlevini sağlamasında etkili.
Tek başına baş parmağımız bile kudretli bir dehanın özel olarak tasarımını
anlatıyor. Daha anne karnındayken öylesine denk gelme eseri olamayacak
ellerimiz, yine özel olarak konumlanan parmaklarımızla donatılmış.
Dilerim, geç olmadan bu dünyada Rabbimizin delillerinden ibret alan, akleden,
düşünen, şükreden insanlardan oluruz.
Diğer tüm kanıtları bir yana bırakırsak baş parmak bile benim Tanrı’nın
varlığına inanmam için yeterlidir, diyor Isaac Newton.
Hayvanların doğada kendilerini koruması da Allah'ın delillerindendir:
İnsanların farklı suretlerde yaratılmasının yaratılış harikası olduğu hakkındaki çalışmamı da okuyabilirsiniz: http://evrendepinar.blogspot.com.tr/2014/01/renk-renk-insanlar.html
Allah Var
blogu ile ortak sitemizden de yazılarımı okuyabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder