16 Mart 2014 Pazar

Namaza Getirilen Zorluklar ve Namaz/Abdest Hakkındaki Uydurma İnanışlara Örnekler




İnsana kolay bir din olan İslam’ı indiren Allah’a karşı din öğretmeye kalkanlar, Namaz hususunda da bir sürü zorlaştırma getirerek insanları secdeden uzak tutuyor. 

Öncelikle Allah’ın dini anlamda yerine getirmemizi istediği ibadetlerimizi Kuran’da tamamen açıkladığını bilelim: 

Sana bu Kitap’ı indirdik ki her şey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun. (Nahl Suresi-89) 

Kur'an'ın dini anlamda her şeyi açıklamış bir kitap olduğuna şu çalışmalarımda da değinmiştim: 

http://evrendepinar.blogspot.com.tr/2014/01/muslumanlar-olarak-dini-konularda.html 

http://evrendepinar.blogspot.com.tr/2014/01/kesin-delil-olmayan-allaha-ortak-kosmak.html

Maalesef, Peygamberimizin taşıdığı mesajdan (Kuran’dan) habersiz olan ve Allah’a inandığını söyleyenler; araştırmayı, vahyin anlamını, düşünmeyi bir kenara bırakmış. Tam da Kuran’da eleştirildiği üzere atalardan kalma adetleri, dini emir edinmişler. Bir illizyonun peşinde gidiyorlar. Şeytan Allah ile aldatmaya devam ediyor. (Bkz: Bakara 170)

Kuran’da kaza namazı diye de bir kavram yoktur. Tam tersine, namaz ibadeti, vakitleri belirlenmiş bir ibadettir. Belirtilen vakte hastır. 

Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur.(Nisa-103)

Elleri ojeli olduğundan abdestin tutmayacağını sanarak, namaza yanaşmayanlar var. Oysa oje abdesti bozmaz. 

Kuran ayetlerinde ellerin yıkanmasından bahsediliyor. Eller ojeliyken de yıkanabiliyor. Ojeliyken yıkayınca, yıkanmamış olmuyor. Ojeye benzer tırnaktaki her hangi bir maddenin abdeste engel olduğuna dair de bir ifade yok. Bu konuda bir kardeşimiz çok mantıklı, güzel bir söz söylemiş, demiş ki: ”Siz ojeli birine elini yıka diyip o yıkamaya gittiğinde elinin yıkanmadığını mı düşünürsünüz?” 

Bakara suresi 67-71 ayetleri arasında çok güzel bir kıssa anlatılır. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Bu ayetler sürekli ayrıntı arayan zihniyetin, ayrıntı aramaktan neredeyse Allah’ın emrini yerine getiremeyecek duruma düşmelerinden bahseder. Rabbimiz Musa’nın toplumuna bir inek kesmelerini bildiriyor. Musa’nın toplumu ise sürekli ayrıntı soruyor. Rabbimiz ayeti az kalsın yapmayacaklardı sözüyle bitiriyor. Ayrıntı aramaktan ibadetleri yerine getiremeyenler var. Üstelik Kuran’da yer almayan ayrıntıların peşindeler! Oysa Kuran ayrıntılı bir kitaptır! 

Allah size Kitap’ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım? (Enam Suresi-114) 

Gene Kuran’da Allah namaz için başı örtmeyi şart koymamış. Namaz için özel bir giysi tarzı da bildirmemiş. Erkeklerin takke takınca daha çok sevap alacaklarını da bildirmemiş. Bunlar tamamen Kuran ile çelişen, Allah’ın dinine ortak koşulan hadis kitaplarındaki yalanlardan biri, Peygamber asla bu tarz Kuran ile alakası olmayan dini ilaveler bildirmemiştir. Yukarıda linkini verdiğim çalışmalarda bu konuya ayrıntılı değindim.

Kuran’da Araf suresi 31. ayette namazın toplu kılındığı yerlere giderken güzel kıyafetler giyinilmesi belirtilir. Dileyen kırmızı renk kıyafetiyle namaz kılar, dileyen siyah. Dileyen başını örter, dileyen açar. Önemli olan namazı huşu ve özenle yerine getirmek. Sabırla ve namazla Allah’a sığınmak. Ömür boyu bu ibadeti yerine getirmek. 

Maalesef, namazda saçın gözükmemesine dair uydurma söylemle ilgili kötü bir anım var. Bir kere, mescitte baş örtüsüyle namaz kılıyordum. Lakin, baş örtüsünün kenarlarından bazı saçlarımın tutamları çıkmıştı. Ben secdedeyken biri yanıma geldi ”Bu şekilde namaz kılamazsınız. Namazı kesmelisiniz şuan. Bir daha kılmak zorundasınız.” gibi sözlerle ben ibadetimi yerine getirmeye çalışırken müdahalelerde bulundu. Ben de konsantremi bozmamaya gayret ederek kendisini kale almadım ve devam ettim. Gene de yılmadı, yanıma oturdu ve bu konuda konuşmaya devam etti. Bir tek kolumu çekiştirmek kalmıştı neredeyse. 

Gördün mü şu engellemekte olanı. Bir kulu namaz kılarken. Gördün mü ya o doğruluk üzerinde ise. Ya o sakınmayı emrediyorsa? (Alak Suresi-10,11,12,13) 

İşte uydurmalarla namazları engelleyenler tam da bu ayetin muhatabı. Adetli (regl) kadına namazları yasaklayan zihniyette bu ayetin muhatabı. 

Allah’ın emrine karışıp, bilip bilmeden birinin namazını engellemeye çalışmak, zorluklar çıkarmak ne kötü. Allah’ın emretmediği bir şeyi emri gibi söylemek ne kötü! 

Namaz için özel bir kıyafetin bildirilmediğini belirtmiştim. Bu yüzden, bir kadın pantolonla da namaz kılabilir. Nasıl ki, erkekler de pantolonla namaz kılabiliyor, kadınlar da kılabilir. Kadınlara giyim emri namaz için değil, toplum içinde ne giymesi gerektiği hakkındadır. 

Bir diğeri namazda kıyafetlerde insan suratı, çizim, resim, yazı vs bulunmasını istemeyenler. Elbette Allah’a küfreden ya da Allah’ın hoşnut olmayacağı bir sözü mesaj veren ya da gizlenmesi öğütlenen bir görüntüyü taşıyarak (çıplaklık, cinsellik içeren bir çizim, dine küfür, Allah’ın yasakladıklarına özendiren çizimler vs) dolaşmak Kur'an'a uygun olmaz. Zira Allah, müminlerin iyiliğe yöneltip kötülükten sakındıran kişiler olduğunu belirtir. (Bkz: Tevbe 71)

Bir keresinde de, ünlü bir kadının suratının olduğu çoraplarımla bir mescitte namaz kılıyordum. Bu çorapla namaz kılmanın doğru olmayacağını söylediler. Allah Kuran’da böyle bir yasak getirmemiş ki! Nedir kafaya göre yasaklar üretmek! 

Namaz konusunda saçma inanışlar maalesef mevcut. Mesela; kime secde ettiğimizi Rabbimiz biliyorken, namaz kılanın önünden geçilmemesi gerektiğine dair inanışın mantığı da nedir? Bunun benzer bir örneği olarak, namaz kılarken karşısında duran bibloları, süs heykellerini örtenler de var. Bu inanışların Kuran mantığında hiçbir yeri yoktur. Allah kime secde ettiğimizi bilmiyor mu haşa? Bir de bu uydurma inançlarını "birisi önünden geçerse ona secde ediyor gibi oluyor" diyerek savunuyorlar. Merak etmeyin, önünüzden biri geçerse geçsin, Allah sizin kendisine secde ettiğinizi bildiği için sakınca yok.


Kadın’a Cuma namazı farz iken, kadınlara camilerde yer ayırmayan zihniyetten de bahsetmek gerek! Bir de Cuma namazı farz değilmiş gibi fetvalar verip, kadınların bu farz namazını yerine getirmelerini engelleyenlerden de bahsedelim!  Cuma 9.ayette Cuma günü tüm iman edenler, salata(namaza) çağrılmaktadır. Kadın-Erkek ayrımı yapılmamakta, tüm iman edenlere buyruk bildirilmektedir.

Adetli kadının da namaz kılabileceğini, adetli kadına namazı yasak edenleri de unutmamak gerek.  Allah, Kur'an'da gerekli her şeyi açıkladığını (Bkz: Nahl 89) söylüyor. Kadının adetken namaz kılmamasını söylememiştir. Adetken namazlara devam edilmeli. Kur'an'a göre gusül abdesti cinsel ilişkiden sonra namaz kılmak için alınması emredilmiştir. Cinsel ilişkiye girmek ile (cünüp olmakla), adet olmak çok farklı şeylerdir. Savaşta bile namazın kılınmasını farz kılan Allah, kadınların "eziyet" hali olarak ifade ettiği bu dönemlerinde (Bkz: Bakara 222) namaz kılmayı yasaklamamıştır, cinsel ilişkiyi yasaklamıştır.

MESH ETMEK VE YIKAMAK FARKLI ŞEYLERDİR 

Pek çok kere okulda, iş yerinde, çarşıda, dışarıda ayaklarını yıkamak zor geldiği için namazdan uzak duranlara rastladım. Kış vakti soğuk bir ortamda ayaklarını soğuk suyla yıkamak zor olduğundan namaz kılmadığını söyleyenlere rastladım. Hatta bu gibi sebeplerden namazlarını kazaya bıraktığını söyleyenler de var. Öncelikle abdestin nasıl alındığına bakalım:

Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı ve topuk kemiklerine kadar ayaklarınızı mesh edin(sıvazlayın). (Maide-6)

Abdestin şu şekilde alınması farz:
Dirseklere kadar ellerin kolların yıkanması
Yüzün yıkanması

Şu kısma dikkat:
Başı mesh etmek (yani sıvazlamak) ve ayak topuklarına kadar ayakları mesh etmek (yani sıvazlamak)

Çoğu müslüman, yıkamak ve mesh etmek aynı şey sanıyor. 
Mesh etmek=sıvazlamak demektir sadece. Sıvazlamak, susuz yapılabilen bir şeydir. Bu kelime arapçada sadece sıvazlamak anlamına gelir. Bir çocuğun başını sıvazladım deyince, "su ile başını ıslattım" veya "su ile başını sıvazladım" anlamayız. Yani su şart değil. Baş ve ayak için sadece sıvazlamak yeterli. Hatta İsa Peygambere, İsa Mesih denir, mesih kelimesi mesh'den gelir. İsa Peygamber de hastalara dokunarak, sıvazlayarak iyileştirme mucizesi gösteriyordu, Allah'ın izin vermesi ile tabi. Kuran ayetlerinde ağza burna su çekmek, kulak içini temizlemek, enseyi temizlemek gibi şeyler yok. 

Meallerde bu ayeti yıkamak diye çeviriyorlar, yanlış. Ayetin orjinal Kuran metninde sıralamasına bakarsak, mesh etmek ve yıkamak fiilleri organ isimlerinden önce sayılıyor. Yıkamak fiilinden sonra yüz ve eller, mesh etmek fiilinden sonra baş ve ayaklar sayılıyor. Zaten yıkamak ve mesh etmek aynı şey olsaydı, Allah farklı kelime kullanma gereği duyar mıydı? Çevirilerde gördüğüm kadarıyla bir tek Süleyman Ateş doğru şekilde çevirmiş (tabi ki kendisinin diğer ayet çevirilerinde pek çok hatası var, ama bu çevirisi doğru.)

Ayetin orjinal metnini de yazayım, kelime sıralarına bakabilirsiniz. Pek çok çeviride maalesef ayetin orjinal metni de ayrıştırılmış. El ve yüzü yıkayın dedikten sonra, başı mesh edin sonra tekrar ayağı yıkayın diyor gibi çevirenler olmuş. Maalesef ki bu çeviri hatalarının sebebi öncelikle kopyala yapıştır mantığı ile çeviri yapmak (diğer kişiler nasıl çevirdi ise alıp aynısını yazmak) veya ilmihallere Kuran'ı uydurma çabasından ötürü. Oysa dini bir kitap yazacaksak, yazılan kitap Kur'an'a uydurulmalı, haşa (Allah'ı tenzih ederim) Kuran o kitaba değil...

Ayetin arapça sırası şöyle, görüldüğü üzere önce yıkamak fiili sonra organlar, sonra 2.fiil olan mesh ve organlar veriliyor :

fagsilû (yıkamak) vucûhekum(yüz) ve eydiyekum(el) ilâl merâfikı vemsehû (mesh) bi ruusikum(baş) ve erculekum(ayaklar) ilâl ka’beyn(topuk kemiği)ve in kuntum 

5.fe igsilû: o zaman , o taktirde yıkayın!6.vucûhe-kum: yüzleriniz7.ve eydiye-kum: ve elleriniz8.ilâ el merâfikı: dirseklere kadar 
9.
ve imsehû
: ve mesh edin!
10.
bi ruûsi-kum
: başlarınızı
11.
ve ercule-kum
: ve ayaklarınızı
12.
ilâ el ka'beyni
: topuk kemiklerine kadar (iki topuk kemiğine kadar

**Seferi namazı hakkında şu çalışmayı okuyabilirsiniz:
http://allahvar.blogspot.com.tr/2017/07/kurana-gore-seferi-namaz.html




Şu siteden de yazılarımı okuyabilirsiniz:


7 yorum:

  1. Kur'an'da başörtüsünü şart koymamış derken "geçmez" manasında mı kullandınız?

    YanıtlaSil
  2. Kuran'da başörtüsü geçmez. Başörtüsü diye takılması emredilen bir şey yoktur. Bazı meallerde Nur suresi 31.ayette başörtüsü kelimesi yazar. Oysa başörtüsü diye çevrilen kelimenin arapçası ''hımar''dır ve bu kelimenin manası yalnızca örtü demektir.

    YanıtlaSil
  3. Gönlünüze sağlık Kardeşim. Düşüncelerimi kaleme dökmüşsünüz. Allah razı olsun. Eklemek istediğim bir cümle var... Nur Suresi 31. ayetinden ıkınarak, sıkınarak "baş örtüsü" emri çıkaranlar, Allah'ın "Biz bu Kitap'da hiçbir şeyi gizlemedik, her şeyi açık seçik söyledik." ayetini inkar ettiklerinin küfre bulaştıklarının farkında değiller. Allah bilmeden yaptığımız yanlışları affetsin.
    Selam ve Dua ile,

    YanıtlaSil
  4. ojeli el yıkamadan bahsediliyor.bende diyorumki elimde eldiven varken elimi suyun içine soksam yıkanmış olurmu.elimizin kendi orjinel ,sade halini yıkamakla,boyalı halinde yıkamak aynımıdır.yada adet döneminden bahsetmişler.gusul alırken saclarım ıslanmasın kurutmayla uğraşmayayım deyip su geçirmeyen birşeyle örtsek gusul olurmu.yada toplandıya,düğüne,iş görüşmesine gitsek,temizliğimiz,giyimimiz nasıl olurdu.birde yaratıcının huzuruna çıkacaklara bakın ya.allahın verdiğini beyenmeyip insanları beyendirmek için,tırnak,saç,kaş,kirpik,dudak boyamak,bak nerden nereye.oje kabulse diğerleri niye olmasın.örtünmek içinmigiyinmek ,giyinmek içinmi örtünmek .merak ediyorum

    YanıtlaSil
  5. şöyle cevap vereyim.

    anneniz sofra kursa, ellerinde de oje olsa. Dese ki tüm çocuklarına, ellerimizi yıkayıp öyle yemeğe oturacağız...
    anneniz elini bulaşık eldiveninin içine sokup suya tutsa, hepiniz tuhaf tuhaf bakarsınız. Çünkü el yıkanmamış olur.
    ama anneniz elinde oje olsa dahi, elini su ile yıkasa "annem elini yıkamadı, eli pis" demezsiniz.
    çünkü oje tırnakta. ölü kitin tabakalı bir yer. tırnağı keserken bile acımıyor. ayrıca oje de pis bir şey değil. ojenin üstünden su geçmesi elin yıkanmış olmasına mani değil.

    tüm kafadaki saçı su geçirmez bone ile sarıp, suyun altına tutmanın manası yok tabi ki. saç yıkanmamış olur.
    ama saçı boyalı biri saçını duşta yıkadığında da saçını yıkamış olur. siz saçında boya olan biri duşa girip saçlarını köpükleyip yıkadığında "aa saçı pis" der misiniz? hayır.
    ama saçına su geçirmez deniz bonesi taksa, o saça su değmemiş olur, yıkamakla uzaktan yakından alakası olmaz.

    yani sapla samanı birbirine karıştırmayınız boş yorumlarla. kimse elini bulaşık eldiveni ile yıkayın. saçınızı su geçirmez bone ile yıkayın demiyor. zaten öyle saçta yıkanmaz elde.

    "yaratıcının huzuruna çıkacaklara bak ya" derken???
    Pardon da, siz kim oluyorsunuz da Yaratıcının, bizi kabul edip etmemesine laf uzatıyorsunuz? Belki ojeli biri sizden harika huşuda namaz kılıyor, sizden harika bir şekilde namazında Allah'a yakarıyor. Siz kimsiniz de, onun namazının kabul olunup olunmamasını tartıyorsunuz. Allah o kadını o şekilde huzuruna pek ala kabul buyurabilir. Siz ne haddinize ahkam kesiyorsunuz, o insanları ezikliyorsunuz? size mi kaldı? Yaratıcının huzuruna çıkan insanları tartmak? Çok iyi niyetle sizden daha fazla saygıyla daha fazla Rabbini överek hissederek çıkıyor belki? Allah namazını kabul eder etmez, size mi kaldı bunun hesabı? ojesiz biri çıkınca da hemen Allah'tan tam not mu alıyor size göre? insanların kıyaslamasını siz kul halinizle yapamazsınız. Tanrılığa soyunmayın.

    YanıtlaSil
  6. MERAKLI nikli arkadaşa yazdığım cevabın DEVAMI:

    Gelelim son iddianıza.
    "Allahın yarattığını beğenmeyip saç tırnak vs boyamakmış"
    hmm...
    siz de sabah kalkınca gözünüzdeki çapakları yıkamayın o halde.
    Neticede onun o şekilde, orada oluşacak şekilde yaratan kişi de Allah.
    Dudak boyamayın diye bir şey yok. tırnak boyamayın saç boyamayın diye bir şey yok.

    saç boyamakla kimse yaratışını değiştirmiş olmuyor. saç kılının yapısını değiştirmiş olmuyor.
    Allah da bizi çıplak yaratmış, doğarken çıplak doğuyoruz. giysi de giymeyelim.

    dişleri bozuk dişleri kötü olan birisi dişini yaptırmasın, Allah öyle yarattı sonuçta(!)
    diş denen sistemi bozmuş olmuyorsunuz mesele bu.

    bir kadın dişi organını bozdurup yapay penis yaptırırsa ameliyatla bu durum farklıdır. bir organın yapısını komple iptal edip farklı bir şeye çevirmiş olur.

    ama dişini yaptıran kişi Allah'ın yarattığı diş sistemini, dişin yapısal niteliğini, dişin sistemini, dişin anlam ve görünümünü, dişin amaç ve hizmetini bozmamış oluyor.

    penisini bir kişi iptal edip yapay vajina yaptırırsa farklı olur.
    ama penisinde bozukluk olan bir erkek, ameliyatla düzeltirse "genel olarak penis organının sistemini, amacını bozmuş olmaz"

    başkasının saçı sarı ise, bir kadının saçı siyah ise ve sarı saç istiyorsa gider yaptırır. Allah sarı saçı da yarattığına göre, sarı saçı da beğenip öyle gezmek isteyebiliriz. sarı saçı da temelde yaratan Allah.

    Allah, Kur'an'da bazen farklı mekanizmaları kullanarak bizim onun yarattığı malzemelerle yeni bir şey üretmemize dikkat çekiyor. bunu da bir lütuf olarak görüyor.

    örneğin bir satranç masasındaki satrancı üreten insan tamamen Allahın verdiği malzemeyi bilgiyi kullanmış oluyor.
    şuan elinizde bir renk paleti olsa, onları dilediğiniz gibi karıştırıp değişik tonlar elde edebilirsiniz.
    hepsi Allahın yaratışı.
    kimse size "Allahın yarattığı kırmızı rengi bozdu, Allahın yarattığı kırmızı rengi beğenmedi" demez.

    mor ruju yaratan da Allah.
    mor rengi yaratan da Allah.

    bir kadın dudağını gidip mor ruja boyuyor ve bunu beğeniyorsa, gene Allah'ın yarattığı bir şeyi beğenip kullanıyor anlamına gelir.

    eleştirmek için, elinizden geleni yapıyorsunuz anlıyorum sevgili meraklı nickli kişi, ama boş yere uğraşmayın bu kadar bizim gibi yalnız Kuran diyen kişileri, felsefi taktiklerle alt edemezsiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ellerinize sağlık, Allah kaleminizi daha da güçlendirsin.

      Sil