20 Ağustos 2016 Cumartesi

Peygamberler Arasında Üstünlük Farkı Var mı? En Üstün Peygamber Son Peygamber mi? Peygamberimiz, Allah'ın Habibi (Sevgilisi) mi?




Bir mümin, peygamberlerle aynı takvada olabilir. Allah, onları bize “onlar gibi olalım” diye örnek göstermektedir. Allah, üstünlük peygamberlikte demiyor (Peygamberlerin üstün takvalı olduğunu söylese de sizlerden takva olarak hep üstün olacaklar demiyor) üstünlük takvada diyor.

İsra Suresi 55.ayet:
Rabbin, göklerdeki ve yerdeki kimseleri de daha iyi bilir. Yemin olsun biz, peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kılmışızdır. Davûd’a da Zebur’u verdik.

Bu ayet bazılarımızın kafasını karıştırıyor. Üstünlük Kuran’da şu anlamlarda kullanılmaktadır: sorumlulukta, nimetlenmede, beden bakımından güçlülükte, sanayi-imkan-teknoloji açısından üstünlük; nimetlerden yararlanma ve üretim açısından üstünlük; mal, makam, çocuklar bakımından üstünlük, takva bakımından üstünlük. Sorumluluk bakımından üstünlüğe örnek olarak evlilikteki sorumluluğu verebiliriz. Evli erkeklere hitaben fiziki güç, mal sahibi olma bakımından üstünlükler verildiği, bu üstünlüğün de evlilikte kadınlara karşı “koruyucu” anlamında bir sorumluluğa yol açtığını görmekteyiz. Koruyuculuğun ve üstünlüğün burada; kadının barınması, giyinmesi, gıdalanması gibi konuların erkeğin üzerinde sorumluluk olduğunu anlamaktayız, takva açısından ise erkek oldukları için bir üstünlüğe sahip olmuyorlar.
Dünyada insanlar bahsi geçen pek çok dünyevi kıstasa göre “üstünlük” sağlamış olabilirken, Allah katında üstünlük sadece takva iledir. Allah en üstün peygamberin kim olduğunu bildirmediği gibi, aralarında üstünlük sıralaması yapmadığı gibi; bir müminin tüm peygamberleri eşit derecede görmesi gerektiğini bildirmiştir. Görüldüğü üzere ise İsra Suresi 55.ayette bazı peygamberlerin bazılarından üstün olduğu söylenmiştir, ama bunun ne konuda bir üstünlük olduğu hakkında ayrıntı verilmemiştir.
Nisa Suresi 152.ayet:
Allah’a ve O’nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir. Allah, Gafûr’dur, Rahîm’dir.
Bakara Suresi 285.ayet:
Resul, Rabb’inden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah’a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. ”Allah’ın resulleri arasında fark gözetmeyiz.” Şöyle demişlerdir: “Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabb’imiz. Dönüş yalnız sanadır.”
Aşağıdaki ayeti “Ben resullerin ilki değilim” şeklinde çevirenler de var. Oysa bu çeviri yanlıştır. Kuran’ın orjinal metninden doğru çeviri ”türedi/farklılaşan değilim” anlamıdır. Ayette bu manayı ifade eden kelime BİD’AN kelimesidir. Bunun da anlamı ”farklı bir şey ortaya çıkaran, farklılaşan” demektir.
Bakın son peygamber kendisi için ne diyor:

Ahkaf Suresi 9.ayet:
De ki: “Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahyedilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.”
Bu ayetlerde de görüldüğü gibi, müslüman birisi peygamberler arasında ayrım yapmamalıdır, hepsini eşit derecede görmelidir, Son Peygamber dahil olmakla birlikte herhangi birinin diğerinden üstün olduğunu ima dahi etmemelidir. Son Peygamberimiz de kendisinin diğer peygamberlerden “farklı” olmadığını belirtmiştir. Bu yüzden Peygamberimize “Allah’ın sevgilisi/Allah’ın en sevdiği kulu” gibi yakıştırmalar yapmamalıyız.

Allah, bir müslümana Peygamberler arasında ayrım yapmayı açıkça ayetlerinde yasakladığı için, Son Peygamber Allah’ın en sevdiği kuludur dememeliyiz, tüm Peygamberler Allah’ın sevdiği kullardır dememiz doğru olacaktır.

2 yorum:

  1. Merhaba, yazılarınız için çok teşekkürler. Sizinle iletişim kurmak, konuşmak istiyorum. Sizin için de uygunsa mail adresinizi verebilirseniz çok sevinirim. Hayırlı akşamlar.

    YanıtlaSil
  2. Selam İrem. Allah razı olsun, teşekkür ederim desteğiniz için.
    Elbette konuşabiliriz.

    allahateslimol@gmail.com

    adresinden benimle iletişime geçebilirsiniz.
    Hayırlı günler.

    YanıtlaSil