6 Ekim 2015 Salı

Allah, Kötü İnsanları ve Kendisini Umursamayanları Neden Zenginleştiriyor?



Geçenlerde bir tanıdığım, Allah’ın kötü insanları neden zenginleştirdiğini, onlara dolgun maaş, güzel evler, iyi maddi imkanlar vermesini anlamadığını söyledi.

Oysa Kuran’a baktığımızda Allah pek çok ayette insanlara -hele ki bazılarına- geniş imkanlar verdiğini ama bunların illa mümin olmaları gerekmediğini anlatıyor. Sebeplerini idrak etmemiz için Kuran’ı iyice anlayarak okumamız gerekiyor tabi.

Bu dünya geçici bir dünya, burada en büyük mülke sahip insanın serveti de geçici. Allah, bu geçici sistemi kurmuş. Bazıları iyi bir geçim içerisinde, Allah’ı umursamadan hayat sürüyor, tatile çıkabiliyor, istediği şeyleri satın alabiliyor. Allah’ı umursamayarak, Allah’a karşı nankörlük yapmış oluyorlar. Ahiretin varlığını umursamıyorlar. Allah’a karşı nankörlük halindeler yani. Allah işte böylelerini zenginliğe boğabilir, onlara geniş imkanlar vererek aslında onları ne kadar nankör olduklarıyla Ahirette yüzleştirecek inşallah. O çok sevdikleri mallarının, Ahirette kendilerine fayda getirmeyeceğini onlara ispatlayacak. Bizler de insanların nimetlendirildikçe kibirlenmelerine, şu geçici dünya hayatına kanıp onunla oyalandıklarına, Ahireti umursamayıp dünyalık yaşadıklarına şahit oluyoruz.

Allah zaten dünyayı isteyene dünyayı verdiğini, Ahiretten ise nasipleri olmadıklarını bildiriyor.
…İnsanlardan bazısı şöyle der: “Ey Rabbimiz, bize dünyada ver!” Böylesi için âhirette bir nasip yoktur. Onlardan kimi de şöyle yakarır: “Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver! Ve bizi ateş azabından koru!” İşte böyle diyenlere kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı çok çabuk görür. (Bakara Suresi, 200-202)

Alın işte, dünya malı isteyene şu geçici-iğreti dünya malı. Çok istiyorsunuz, buyrun! Bakalım sizi aldığınız bu dünya malı Ahirette kurtaracak mı! Şahit olun! 

Kötü bir insana verilen mal, mülk, imkan aslında bir ceza olarak veriliyor. Kibirde, fesatta boğulsunlar diye nimetlendirildiklerini anlıyoruz. Oysa bir insan, gerçek bir mümin ise, Süleyman Peygamber örneğinde olduğu gibi büyük mülkler sahibi de olsa kibirlenmez, Allah için yaşar, İslam’ı düşünür.

Kuran’a baktığımızda isteyen, dileyen insanın öğüt aldığını görüyoruz. 

Dileyen, onu düşünüp öğüt alır. (Abese Suresi, 12) 

Ben de inanmak istiyordum, bunun için adımlar attım, araştırdım, inanmazken inandım. Bu konuda Allah’a karşı demek ki kibrim yokmuş, inadım yokmuş, şimdi geçmişe baktığımda bunu anlayabiliyorum. Yani isteyen, dileyen, uğraşan inanır. İsteyen inanır. Mümin olmak kişinin kendi elinde. ”Dileyen öğüt alır” demiyor mu Rabbimiz? Yani, inanabilme potansiyeli olan, aslında mümin olabilecek insanları, Allah kendi dilemesi ile kötü yapmıyor. Onlar zaten mümin olmayacak, bunu Allah biliyor. Bunu da hatırlattıktan sonra ayetleri okumaya devam edelim inşallah. 

Benimle, o nimete boğulmuş yalanlayıcıları baş başa bırak! Birazcık süre tanı onlara. (Müzzemmil Suresi, 11) 

Bakın, Allah Müzzemmil Suresi’nde açıkça nimete boğulmuş inkarcılardan bahsediyor. Şimdilik onlar şu kısa hayatta nimete boğuluyorlar ama, nimetlendirildiklerine bakmayın. Çok kısa bir süreleri var rezalet çukuruna düşmeleri için. 

33. İnsanlar bir tek ümmet haline gelmeyecek olsalardı, o Rahman’a nankörlük edenlerin evlerine gümüşten tavanlar çatar, sırtlarına binip yükselecekleri merdivenler/asansörler yapardık.

34. Evlerine kapılar, üzerlerinde yan yatacakları koltuklar yapardık;

35. Her yanda süsler oluştururduk. İşte bütün bunlar, şu iğreti dünya hayatının nimetidir. Rabbinin katındaki âhiret ise takva sahipleri içindir. (Zuhruf Suresi) 
İşte, Allah nankörlük edenlere zenginlik, lüks bir hayat vermesindeki bilgeliği Zuhruf Suresi’nde bizlere anlatıyor. Dünya nimeti kısa süreliğine oyalanmak için verilecek bir şey, bu kadar geçici. Dünya ise Ahiretin yanında bir gün bile değil. Çok kısa. İşte bu kadar kısalıkta gördükleri bir rüya zenginlik, Allah’ı umursamayanlar için. Ahirette cezalandırılırken, bu dünyada yaşadıkları keyfin zerresini hissedemeyecekler. Ne kadar pis, ne kadar nankör olduklarını görecekler. Bu lüks içinde Allah’ı umursamamayı, içine düştükleri halleri Ahirette onlar da anlayacak. 

10. Küfre batmışlar için hiç de kolay değildir.

11. Benimle, yarattığım kişiyi baş başa bırak!

12. Hesapsız bir mal verdim ona.

13. Göz doyurucu oğullar verdim.

14. Alabildiğine imkânlar döşedim onun için.

15. Tüm bunlardan sonra hırs ile daha da artırmamı istiyor.

16. Hayır, iş sanıldığı gibi değil! O, bizim ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.

17. Ben onu dik bir yola süreceğim. (Müddesir Suresi) 

Bu ayetler durumun vehametini çok iyi anlatıyor aslında. 

Bize de öğüt var, 

Namazı kılın! Zekâtı verin. Güzel bir ödünçle Allah’a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah’tan af dileyin. Hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok esirgeyicidir. (Müzzemmil Suresi, 20)

Tabi iyi bir insanın da darlıkla sınanabileceğini anlıyoruz Kuran’dan ama müminlere zenginlik gibi imkanlar da verilebileceğini görüyoruz. Bunun ikisi de imtihan tabi. En hayırlısını Rabbimiz bilir. Zenginlik hem lutuf, rahatlık, mümine dünyada verilen küçük bir ödül olabilirken, Allah’ın merhameti hem de büyük bir imtihan. İnsan bu durumda Allah’a daha da çok yönelmeli. Büyük işler yapmalı. Allah’ı unutturabilecek bu imkanları, Allah’ı hatırlamak için kullanmalı. Dünyalık şeyler yüzünden Allah’ı unutmamalı. Darlıktakiler de Allah’a sabırla daha da çok yönelmeli elbette. Allah’dan önce Ahireti ümit etmeli herkes. Zengin- Fakir herkes. 

Pek çok Peygamber sıkıntı sonrası rahatlık ile lutuflandırılmış. Pek çok Peygamber uzun süren sıkıntılar da çekmiş. Yusuf Peygamber örneğin onca sıkıntıdan sonra Hazine Bakanı olmuş. Muhammed Peygamber de Kuran’a baktığımızda geçim sıkıntısı çekmiş, sonra zenginleştirilmiş. Musa Peygamber ise, Yusuf ve Muhammed Peygamber’den farklı olarak, önce sarayda büyümüş, daha sonra uzun müddet çobanlık yapmış. 

Unutmayalım ki Karun da kötü ama çok zengin yaşamış biriydi, Karun’un da zenginliği geçti, şimdi ibreti alem olarak kendisi kemik, Hesap Günü’nde o derin rezaleti bekliyor.
Kuran, çıkarabileceğimiz şu mesajı bize veriyor aslında : ” Karun’a bakın, zengindi, Allah ona malı mülkü verdi, verdikleri kendisine fayda etmedi, malın mülkün yararını göremedi.”

Konuyla alakalı olarak şu yazıyı da muhakkak okumanızı tavsiye ederim inşallah. 

http://allahvar.blogspot.com.tr/2012/09/ahiret-icin-dua-ediyor-muyuz.html


Allah Var blogu ile ortak sitemizden de beni takip edebilirsiniz.
http://www.allahateslim.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder